Son dönemde et fiyatlarındaki artışlar, tüketicilerin bütçesini zorlamaya devam ediyor. Hükümet tarafından ithalat yoluyla et fiyatlarını düşürme çabalarına rağmen, özellikle kırmızı et fiyatlarında beklenen düşüş gerçekleşmedi. Kıymanın kilosu 650 TL’ye dayanarak rekor seviyelere ulaştı. Bu durum, hem tüketiciler hem de kasaplar için endişe verici bir tablo oluşturuyor.
Son yıllarda hayvancılık maliyetlerindeki artış, yem fiyatlarındaki dalgalanmalar ve döviz kuru etkisi, et fiyatlarını doğrudan etkileyen faktörlerin başında geliyor. Özellikle ithal edilen etlerin piyasa üzerindeki etkisinin sınırlı kalması, fiyatların düşmesini sağlamadığı gibi, yerli üreticilerin de zor durumda kalmasına yol açıyor. Türkiye genelinde birçok kasap, artan maliyetlerden dolayı satışların düştüğünü ve tüketicilerin et almaktan kaçınmaya başladığını belirtiyor.
Tüketiciler ise artan fiyatlar karşısında alternatif protein kaynaklarına yönelmek zorunda kalıyor. Özellikle sabit gelirli aileler, kırmızı et tüketimini azaltarak, tavuk ve baklagiller gibi daha uygun fiyatlı ürünlere yöneliyor. Ancak, kırmızı etin yerini başka ürünlerin alamayacağına dikkat çeken uzmanlar, sağlıklı bir beslenme düzeni için kırmızı etin önemine vurgu yapıyor. Artan fiyatlar nedeniyle tüketiciler, daha küçük porsiyonlarla et tüketmeye çalışsa da, bu durum özellikle çocuklu aileler için zorlu bir denge kurma çabası gerektiriyor.
Kasaplar ise ithalatın fiyatlar üzerindeki etkisinin sınırlı kalmasının nedenini, yerli üretimdeki yüksek maliyetler ve tedarik zincirindeki sorunlarla açıklıyor. Yem fiyatlarındaki artış, üreticilerin maliyetlerini katlarken, bu durum doğrudan et fiyatlarına yansıyor. Yerli üreticiler, ithalat yoluyla fiyatların düşürülmeye çalışılmasının sürdürülebilir bir çözüm olmadığını, uzun vadede yerli hayvancılığın desteklenmesi gerektiğini savunuyor. Birçok kasap, ithal etin fiyatları belirli bir süre için dengeleyebileceğini ancak yerli üretimi olumsuz etkilediği için uzun vadede fiyatların daha da artabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
Öte yandan, uzmanlar ithalat politikasının tüketiciye kısa vadede bir rahatlama sağlasa da, yerli üretimi zayıflatabileceği ve uzun vadede hayvancılık sektöründe kalıcı zararlar verebileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Yerli hayvancılığın desteklenmesi, yem fiyatlarının düzenlenmesi ve üreticilere verilen teşviklerin artırılması gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca, et fiyatlarındaki artışın yalnızca maliyetlerle değil, aynı zamanda tedarik zinciri sorunları ve piyasa dinamikleriyle de ilgili olduğu belirtiliyor.
Tüketiciler, et fiyatlarının artışından endişe duyarken, birçok kişi daha ucuz ve alternatif yollar aramaya başladı. Evde kıyma yapımı, toplu et alımları ve toplu tüketim kooperatiflerine üye olma gibi yöntemler, bazı tüketicilerin tercih ettiği yollar arasında yer alıyor. Ancak, bu yöntemler her tüketici için uygun olmayabiliyor ve uzun vadede fiyatların düşürülmesine yönelik daha kalıcı çözümler aranması gerektiği belirtiliyor.
Sonuç olarak, ithalatın et fiyatlarını düşürme konusunda beklenen etkiyi yaratmaması, Türkiye’deki kırmızı et tüketicileri için zor bir dönem yaşanmasına neden oluyor. Kıymanın kilosunun 650 TL’ye ulaşması, birçok aile için kırmızı eti lüks bir gıda haline getirirken, yerli üreticilerin desteklenmesi ve sektörde sürdürülebilir çözümler bulunması gerektiği vurgulanıyor.